YAZ MEKTUPLARI

 

 

      -Yine geceydi, kalbin ilk olarak bunun hangi gerekçeyle uydurulmuş yalan olduğunu tartıştı durdu. İklimler, kuş sürüleri, çoban yıldızının yönünü şaşırdığı o mucize an, sonra tüm bunlar birbirini kandırırken duyduğun marazi şarkı, hepsinde yitirmeye ve kazanmaya aynı anda başladığın bir aşkın dile gelememiş figanı gizliydi.

 

     -Öyle çok haykırıldı ki senin yerine, ne büyülü sözcüklerde biriktirip bir türlü ifade edemediğin yeni yeni yalanlar, ne de gözlerinde ansızın canlanan o kızılderili şiddeti; hiçbirinde yaydan fırlayan o mahzuni şarkının aşkı inciten ezgisi yoktu.

 

     -Ne mi vardı? Bir kıyı kasabasının boş denizi ve ölgün mavisi; ikisinde de gerçek ile mucize birbirini tamamlıyor, bu hoyrat uzlaşıdan ise aşkın suları çekilmiş o yapayalnız fısıltısı miras kalıyordu bize.

 

     -Kalbinde, biriktirmekten korktuğun o keyifli anların izi yerine, bir şarkının birden susuvermesi beliriyordu en çok. Nasıl da kovalamıştı günler geceleri, kabuslarımız düşleri; bir yanlışın yeniden tekrarlanmasındaki o şeytani duygu -ki aşk diyorlardı- bize yeni alfabeler öğretti, başlangıç harfi bulunmayan...

 

     -Bu bir gizli itiraf: Çocuğun günler boyu yapmaya çalıştığı o kumdan kale, önce denizin yasalarını, sonra da rüzgarın hükmünü kırdı. Belki üzerinden gelip geçen bulutların onaylayıcı selamına ya da tanrının bir kez olsun bağışlamaya yanaştığı o tanımsız günaha uygun bir geçmişi yoktu. Geleceği ise yönlendirilmesi kime kaldığı belirsiz bir pupa yelken kaderindeydi. Ama o kumdan kale yıkılmasın diye, kalbine karşı direndi çocuk. Gözkapaklarını zorladı, yakaladığı büyünün yıkılışını bir kez daha görmemek için ömründe.

 

     -Sonra o fırtına, yaz mektupları yerine yazılmış ömür dilekçelerindeki imla yanlışlarını toz-duman ederek, kendi cümlesine zorladı aşkı. Yelkenler, sörfler, deniz motorları, ördekte yüzmeye çalışan küçümen çocuklar, yazlıkçıların zar tutarak keyif büyüttüğü tavla akşamları ve denizin teninde kendi geleceğini arayan o zavallı tatil yorgunları, hepsi birden adı henüz konulmamış bir dalganın yazgısına kurban gittiler.

 

     -Ertesi gün kıyıda keşif yapan bilirkişi heyeti, dimdik yerinde duran o kumdan kalenin burçlarında dalgalı sevda bayrağını görmezlikten gelerek düzenledi facia raporu´nu...                

 

Cihan Oğuz, 2005-2017

Cihan Oğuz Facebook  Cihan Oğuz Twitter  Cihan Oğuz Instagram

Web Sitesi Tasarımı ve Yönetim Paneli