PALYAÇONUN RÜYASI
Yanlış tasarlanmış bir düş idi bütün yaşanan
Kırmızıdaki benek, güneşin kendi kendine doğup batması,
kendi kendini avutan siyasiler,
kımıldadığı an vurulmaya aday o tavşan
-ormanın muhalefet simgesi, kanından demli çaylar tasarlanıyor-
Bir de ben, ne aşka ne hayata
sığan iki heceli yaratık
Vallahi bildiniz, ölüm de benden ömür de.
Aşk demediniz ama, değil mi? Demeyin sakın
Ne vakit çakacağı belirsiz o kıvılcım
bir fasıl akşamındaydı en son
Yoklarla, hiçlerle, kimsesizlikle şarkılandı
Kalbimize vuran gölgesi eğriyse, bundan.
Diyelim doğru tasarladık düşleri
Aşklar da buluşmalar da biçimine uygun
Ayrılık da yok susuzluk da
Kusursuz bir renk olsun hayat
Ne kadar sürecek tavşanın ormandan kaçması,
içimizde giderek demlenen o sızı bitecek mi?
Yok yok, ben usta bir aşık değildim hiç
Bakmayın her cephenin çukurunda miğferi burnuma kadar çektiğime siz
Kalbime doğru vızıldayıp geçen sözleri bile özledim işin doğrusu
Bir fasıl akşamındaydı en son aşkın gölgesi
Ud yanlıştı, nağme yanlıştı, gece yanlış
Öyle saydık aklımızdan ne geçtiyse geçmediyse
Darlanıp uykusuz kaldığı da yanlıştı palyaçonun
O palyaço galiba en çok bendim.
Artık kırgın değilim kimseye
Hayatın çivisi nereye çarparsa orada belirecek ömrümüzün tablosu
İster beğenin ister lanetleyin, aşk orada.