LORİ... LORİ...
Düş’ün ansızın düşmesi: Yarıda kalan bayrak
Köşeleri erguvanla süslü çatlamış resim
Kim aynı gözyaşını akıtabilir iki ayrı gözden,
Sır
Dökülüp kendi suretini hazırlar geleceğe?
Bunları toplayıp destan mı yapsaydık yanlış bir serüvene,
Kılcal damarlara yaraşır ustura mı bileseydik?
-Sancak 1’den Sancak 6’ya
-Sancak 6 dinlemede
-Sancak 1, Hilal Harekatı ertelendi. Tamam.
-Anlaşıldı Sancak 6. Ancak pusudayız. Geri dönüşü yok.
-Sancak 1, emir tekrarı yap. Hilal Harekatı ertelendi!
-Sancak 6, duyuldu. Ancak şu an pusudayız. İrtibatı kesmek zorundayım.
-Sancak 1, emir duyulmadı mı? Harekat...
-....................
Sular kendi halkasını çoğaltır
‘Çember’ de diyebiliriz, felek
küçük bir taş fırlatır belki
Kimin yüzü önce yittiyse onun anısı daha mavi kalacak.
-Zozan’dan Dijvar’a: Asker kayanın arkasında kaldı. Emriniz?
-Dijvar’dan Zozan’a: Kaç kişiler? Tamam.
-Zozan: Tahminen 35 asker var
-Dijvar: Çembere alın, fazla yaklaşmayın, güvenli şekilde çekilmeye çalışın.
Durumları ne?
-Zozan: Bir yaralı var karşı tarafta. Bizden de Gani vuruldu. Tamam.
Derman mı iki ateş arasında tanrıya uzanan el?
Merhabasız öyküler, kimsenin duymadığı
Kursakta bırakır hiç atılmamış çığlıkları
Denize dökülen 30 bin martı
Kimbilir daha kaç bini sırada?
-Sancak 1’den Sancak 6’ya
-Sancak 6 dinlemede.
-Sancak 6, son durum ne? Tamam.
-Karşılıklı çatışma başladı. Tamam.
-Sancak 6, takviye lazım mı?
-Sancak 1, çok geç! Yarım çember şeklinde sınıra yaklaştılar.
Bir yaralımız var. Tamam.
-Sancak 1’den Sancak 6’ya: Grubun üzerine gidin. Aralarında
bölge sorumlusu da var.
-Anlaşıldı Sancak 1!
Duvardaki atlas gri kanıyor
Hangi künyeye taşısak dinmiyor üzerine sinmiş barut kokusu
Yıldızlar mı sadece gecenin öksüz kahramanları?
Bir keşişin zamansız çıktığı marazi yolculuk sarsıyor tekneyi
Herkesin serüveni su almakta
Bir martı bağırmakta: “Beyaza ölüm!”
Ve ateş!
Düş’tü beyaz,
d
ü
ş...
-Zozan’dan Dijvar’a: Acilen geri çekilmek zorunda kaldık. Bir kaybımız var. Gani şehit
-Dijvar’dan Zozan’a: Sınırda mısınız?
-Zozan: Doğrudur. Askerden epey uzaklaştık.
-Dijvar: Yokuş aşağı sağa doğru kaçın. Orası mayınsız!
-Zozan: Anlaşıldı. Tamam.
Sisli geceye tiz bir çığlık bıraktı martılar
Martılar neyi anlatmak istediyse tersi duyuldu
Deniz şimdi donu kirli bir orospu kadar uzak,
Şimdi deniz cevizden bir tabut kadar yakın...
-Sancak 6’dan Sancak 1’e: Geri çekildiler. Bir kaybımız var. Tamam.
-Sancak 1’den Sancak 6’ya: Anlaşıldı. Tanrı şehidimize rahmet eylesin.
Herkes toplansın!
-Sancak 6: Kontrollü şekilde karakola dönüyoruz. Tamam.
Keşke bilenmiş usturayla yapılan soğuk bir şaka olsaydı hayat
Biz kör yanını savursaydık kalbimize,
Keskin yanı camdaki buğuya vursaydı
Tam da bu sırada
Bir martı bölüğü şarkılar haykırsaydı,
şarkılar haykırsaydı,
şarkılar haykırsaydı...
Birinci martı: Sancak grubundan, Adıyaman-Çelikhan nüfusuna kayıtlı
Şivan Korkmaz. İstanbul-Avcılar’da ikamet eder. Siirt İli, Pervari İlçesi
kırsal alanında teröristlerle girişilen silahlı çatışmada şehit oldu. Ailesinin
isteği üzerine, Kocasinan Mezarlığı’nda toprağa verildi...
İkinci martı: Zozan grubundan, ‘Gani’ kod adlı İlhan Tuğlu.
İstanbul-Avcılar nüfusuna kayıtlı. Annesi Arnavut, babası Türk.
Siirt İli, Pervari İlçesi kırsal alanında ölü ele geçirildi. Ölümünden
5 gün sonra Cemevi’nde düzenlenen törenin ardından Kocasinan
Mezarlığı’nda toprağa verildi...
Üçüncü martı: Düşleri hiçbir zaman dünyayı anlamaya yetmeyen
bir çocuk. Kocasinan Mezarlığı’nda, birbirinden epeyce uzak duran
iki mezara birer buket papatya koyarken yıldızlara suçüstü yakalandı.
Yaşıyor.