MİAT DOLDU
 
 
Kurt kapanında debelenip duran bir âdem
Sırtını dayadığı tek yer kalbine verip verip unuttuğu sözler
Ne dudaklarında bir bahisten öteye geçemeyen hayat
Ne kulaklarında kabardıkça kabaran o zar
Düşman diye kimseyi önüne katıp meçhul zaferler yaratmadı ömrüne
Yenildiği yerde eski defterleri karıştıran yahudi de olmadı
Cebinde birkaç kimlik eskitti ama
Madalya kuyruğundan sıvışırken de kahramandı
 
Ha bire sorup durmayın kimdi diye
Merak perdesine vuran kameranın ışığı mum kadar ince
Gün doğumu gibi basit, ölüm kadar olağan
Bir öyküydü diyelim
Herkesin keşke diye yan cebinde düşlediği
 
Yüzmeyi bilmediği halde okyanuslara düşen derin bir sevda
Uçmayı beceremediği halde kuş kadar hafif
Neyi beceremediyse onda mahşerî bir cevap
Hangi yenilgiyi tattıysa orada kendi kendine biriken çığ yumağı
Heyhat dedirtecek kadar uzak ve garip
Uzak ve garip dedirtmeyecek gibi arkadaş
 
En çok da bir düşman edinemediği için pişman
Hani şöyle her kızdığında her suçu yükleyeceği
Çünkü kendine kancık düşleri bıçakladı yıllardır
İpe un sermekten beterdi dervişin aşkı
 
Sonra işte her şey toz bulutu olup karıştı
Kimi hayat-miat meselesi deyip atladı bu sırığı rekorlarla
Kimi en geride kalıp bes kendi adını sayıkladı
 
Ama o âdem hâlâ çırılçıplak
Kalbine saplaya saplaya çivi çivi sözleri
Belki herkesten önce varacak sıratın ortasına
Cennete de cehenneme de küs mü küs
İçinden siktir çektiği bütün hayatlar nafile
Biliyor ki ölüm sadece tanrının son sözü
Berisi vagonların kaza öncesi çıkardığı cehennemî tantana
 
Ah der âdem, içi sızılı mı sızılı
Kurt kapanında ne yaman cendereymiş bu
Demek herkesin bir üniforması var rütbeleri cebinde gizli

Cihan Oğuz, 2005-2017

Cihan Oğuz Facebook  Cihan Oğuz Twitter  Cihan Oğuz Instagram

Web Sitesi Tasarımı ve Yönetim Paneli